6 Ekim 2009 Salı

taşkın ben

6 Ekim 2009 Salı
Geçenlerde Mecidiyeköy'den otobüse binip evime gidecektim. Hava o kadar sıcaktı ve Mecidiyeköy o kadar kalabalık ve çirkindi ki, bir an önce oradan uzaklaşmak istiyordum. Otobüsümün kalkacağı durağa doğru yürüyordum ki tam o sırada binmem gereken otobüsün durağa yaklaştığını gördüm fakat duraktan epey uzaktaydım. Yetişemeyeceğim korkusuyla koşmaya başladım. Sonunda otobüsü yakaladım. Otobüse bindiğimde nefes alış verişlerim normalde olduğundan daha hızlıydı. Akbilim olmadığından şöförün yardımcısına para vermeye hazırlanıyordum ki adam bana birden, ¨Ne oldu?¨ diye sordu. ¨Ne mi oldu?¨ diye ben de ona soru sordum. Bu sefer, ¨He, evet. Neden koştun ki?¨ şeklinde daha açıklayıcı bir soru yöneltti. ¨Otobüse yetişemeyeceğimi sandığımdan¨ diye cevap verdim. Bunun üzerine ¨Ah bu gençler! Ah bu gençler! Ben de sizin yaşınızdayken böyleydim. Ah, ah!¨ diye iç geçirdi. Adam bu cümleleri kurarken her ne kadar yüzümün ifadesini kontrol etmeye çalışsam da bir türlü kontrol edemedim.
Ah ben, ah!